Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra babaannemlerin Gümüldür'deki yazlığına ulaştık. Hemen ertesi gün dedemin ve babaannemin doğduğu yer olan Aydın Karacasu'ya doğru yola çıktık. Benim için çok eğitici ve eğlenceli bir gezi oldu.
Başpiskoposun sarayı önünde..
2,5 güne neler sığdırdım neler.. Babamın kuzeni Servet amca bizi bolca gezdirdi. İlk turumuz oldukça büyük antik bir kent olan Afrodisyas'tı. O kadar büyüktü ki gez gez bitmedi. 18 sene önceki ölümüne kadar Prof. Dr. Kenan Erim diye bir amca sayesinde baya bir tarihi kalıntı çıkarılmış, hala abiler ve ablalar kazıyorlardı. Arenasına, sarayına, hamamlarına bayıldım. Babamın dediğine göre Troya kadar büyük bir şehirmiş.
Ayrıca müzesine de gittik. O sıcaktan sonra serin serin müzede gezmek çok hoşuma gitti. Bir sürü "teyze" ve "dede" heykelleri vardı benim tabirimle:))
Tarihi kalıntıları dikkatle incelerken..
Babamın kuzeni Servet Amca ile arenanın önünde..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder